Fotoğrafçılar, çekim yaptıkları bir günün sonunda yüzlerce fotoğrafla geri dönerler. Daha uzun süreli seyahatlerde ise geri dönüldüğünde binlerce fotoğrafı bilgisayara transfer etmek, sonradan kolay bulabilmek için organize etmek, içlerinden beğendiklerini seçip işaretlemek, işaretlediklerini edit etmek, yedeklemek ve son olarak yayınlamak gibi bir çok iş onları bekler. İşte tüm bu sürece "workflow” (iş akışı) deniyor. Aslında workflow fotoğrafı daha çekmeden önce kamera ayarlarının belirlenmesiyle başlıyor. Bu workflow gelişen teknoloji, yazılımlar, kameralarla birlikte zamanla değişiyor. Her fotoğrafıçının kendine has bir yöntemi var. Ben size bu yazımda kendi iş akışımı sürecimi anlatmaya çalışacağım.

Kamera Ayarlarının Belirlenmesi

Fotoğrafla hobi olarak uğraşmaya başladığım 2004 yılından beri binlerce fotoğraf çektim. Bu yazıyı yazdığım an itibari ile bu sayı 118,664 adet olmuş ve her geçen gün yenilerini çekmeye de devam ediyorum. Fotoğraflarımı sonradan çok daha fazla edit imkanı vermesi sebebiyle RAW formatında çekmeyi tercih ediyorum. Bu durumda şu anda kullanmakta olduğum Canon 5D Mark IV kameranın çektiği tek bir RAW dosyası yaklaşık 40 MB büyüklüğünde oluyor. Diğer alternatif ise JPEG formatında çekmek. Bu durumda dosya büyüklüğü 8-10 MB seviyelerine düşmekle birlikte sonradan yapabileceğiniz edit imkanı çok daha sınırlı oluyor. JPG çekim yaptığınızda kamera seçtiğiniz ayarlarla RAW-JPG dönüşümünü sizin yerinize yapıp fotoğrafı işliyor ancak RAW çektiğinizde dosyayı kendiniz mutlaka bir yazılım yardımıyla işlemek zorunda kalıyorsunuz, mevcut haliyle kullanımıyorsunuz. Bu da aslında workflow ‘un devamını etkiliyor. Bu sebeple RAW ya da JPEG çekim kararı aslında workflow’u da şekillendiren bir karar.

İşlenmemiş bir RAW fotoğraf. Karanlık alanlar çok karanlık, detaylar kayıp, aydınlık cam kısımda ışık patlamış. Renkler cansız.
RAW dosyanın işlenmesi sonrası JPEG formatına dönüştürülmüş fotoğraf. Karanlık alanlar aydınlanmış, patlamış olan cam kısımda detaylar görünür hale gelmiş ve renkler canlı.

Depolama

Durum böyle olunca fotoğrafları depolamak için sıradan bir masaüstü ya da dizüstü bilgisayarın sabit diski yeterli olmuyor. USB'den bağlanan harici sabit diskler ise bana yeteri kadar online bağlantı imkanı vermiyor. Bu sebeple depolama alanı olarak NAS (Network-Attached Storage) kullanıyorum. NAS aslında özel bir işletim sistemi ile çalışan klavye, fare, monitörü olmayan sadece ağ bağlantısı ile yönetilen bir bilgisayardır. Tercih ettiğim NAS marka model ise Synology DS 718+. İçinde her biri 6TB 'lık olmak üzere iki adet Western Digital marka az enerji tüketen NAS'lar için özel tasarlanmış sabit disk bulunuyor. Bu diskleri RAID 0 modunda kullanıyorum. Böylece toplam disk kapasitesi iki diskin toplam kapasitesi olan 12 TB oluyor ve iki sürücüye aynı anda okuma yazma yaptığından oldukça hızlı çalışıyor. (Birden fazla diski bağlamak için RAID 1, 2, 3 v.b. birçok farklı yöntem var. Ben 0 tercih ediyorum.)
Synology DS 718+
Synology DS 718+
Western Digital 6 TB Red
Western Digital 6 TB Red NAS Sabit Disk
NAS cihazını evdeki modemime Ethernet kablosuyla bağlıyorum böylece Wifi'den kaynaklı olası gecikmeleri engellemiş oluyorum. NAS cihazını evdeki yerel ağa bağladığım anda ağda bulunan tüm cihazlarımdan iPhone, iPad, Android, Macbook ve PC'den tüm dosyalarıma ulaşabiliyorum. NAS'taki AFP (Apple File Protocol) servisini aktif ettiğinizde Mac bilgisayarlardan bu sürücüyü ayrı bir sürücü olarak atayabiliyorsunuz. Aynı şekilde SMB (Samba) servisini aktif ettiğinizde ise PC'nizden fotoğraflarınıza örneğin P: isimli ayrı bir sürücüden erişebiliyorsunuz. Bu benim için büyük kolaylık sağlıyor. Diğer iOS ve Android cihazlarınızdan ise erişebilmek için Synology'nin Drive isimli uygulamasını kurmanız gerekiyor. Yine NAS 'ın sağladığı özelliklerden biri olarak bu servisleri sadece yerel ağ değil, Internetten de erişebilir hale getirebiliyorsunuz. Yani işyerinizden ya da dünyanın herhangi bir yerinden dosyalarınıza kolaylıkla ulaşabilirsiniz. NAS, sisteminize Internetten erişebilmek için size https://%isim%.synology.me formatında URL adresi sağlıyor. Hatta Let's Encrypt entegrasyonu sayesinde size bir sertifika oluşturuyor ve bu erişimi SSL protokolü üzerinden daha güvenli şekilde yapabiliyorsunuz. Dilerseniz Web sunucusu, FTP, SFTP, AFP, SMB gibi birçok servisi Internet üzerinden erişime açabiliyorsunuz ve NAS bunu modeminizle iletişim kurarak sizin yerinize tüm port yönlendirme (Port Forwarding) tanımlarını yapıyor. Büyük kolaylık! Diğer yandan şu anda ziyaret etmekte olduğunuz web sitemi de A'dan Z'ye kendim geliştiriyorum. Yine NAS üzerinde hazır kurulabilir halde gelen MariaDB - MySql, PHP, Apache Web Server gibi servisleri kullanarak başka bir PC'ye ihtiyaç duymadan websitem için geliştirme ve test ortamı oluşturabiliyorum. Bu web sunucusunu Internet erişimine açtığımda web sitemin kodlarını istediğim yerden değiştirip test edebiliyorum.
Synology NAS - DSM Yönetim Web Arayüzü
Windowstan P:\ isimli bir sürücü olarak atanmış fotoğraf arşivi erişimi
External AFP servisi sayesinde Mac bilgisayarlardan Internet üzerinden arşivinize Finder içinden erişebilirsiniz.

Transfer

Yukarıda belirttiğim üzere hem PC'mde hem de Mac bilgisayarımda fotoğraf sürücüm ayrı bir sürücü olarak yer almış durumda. Kameramda bulunan fotoğrafları aktarmak için iki yöntem uyguluyorum. Eğer aktaracağım dosya sayısı çok az ise (max 2-3), kameramın Wifi bağlantısını kullanarak NAS sürücümde FTP (File Transfer Protocol) protokolü için konfigüre etmiş olduğum klasöre kablosuz olarak aktarıyorum. Bunun için kameranınızın FTP destekliyor olması gerekiyor. Bunun içinde evde olmama gerek yok, bir önceki paragrafta belirttiğim şekilde FTP sunucum Internetten ulaşılabilir durumda ve bağlanmak oldukça kolay. Ancak dosyaları RAW formatında çektiğim için tek dosyayı aktarması bile oldukça uzun sürebiliyor. Bu sebeple daha çok fotoğraf transfer edeceğim zaman kameradaki CF kartı çıkarıp, bilgisayarımda bulunan CF kart okuyucu yardımı ile P: ile işaretlediğim sürücüye yani NAS'a aktarıyorum. Fotoğrafları aktardığım anda NAS cihazım bu fotoğrafları indekslemeye başlıyor. Ancak fotoğraflar dosya olarak çok büyük olduğu için NAS cihazının işlemcisi çok yoğun çalışmaya başlıyor ve transfler hızı düşüyor. Ya da alternatif olarak tam bu sırada NAS DSM yönetim ekranından indeksleme işlemini manuel durdurabilirsiniz. Her ne kadar bu indeksleme işi süreci oldukça yavaşlatsa da aslında harika bir iş de yapıyor çünkü artık fotoğraflarımı Synology Moments fotoğraf uygulamasından aratabilir hale gelebiliyorum. Yani fotoğrafta arkadaşlarınız varsa onların yüzünden kim olduğunu anlıyor, ya da dağ, deniz, orman gibi kelimelerle aratabiliyorsunuz. Fotoğrafı San Francisco'da çekmişseniz yere göre de arayabilirsiniz. Eğer Google Photos kullanıyorsanız oradakine çok benzer bir deneyimle tüm fotoğraflarınız aranabilir hale geliyor. Ben Moments uygulamasını çok başarılı buluyorum. Google Photos'tan en büyük farkı şüphesiz gizlilik, zira fotoğraflarınız Google sunucularında değil, evinizdeki NAS cihazında saklanıyor. Moments uygulamasını iOS ve Android cihazlarından kullanabilirsiniz. Uygulama tüm fotoğraflarınızı yıllar bazında bir timeline olarak gösteriyor. Tüm arşiviniz cep telefonunuzdan erişilebilir durumda!
Synology Moments
Synology Moments akıllı arama fonksiyonu ile örneğin içinde Okyanus olan fotoğrafların aranması.
Synology Moments iOS
Aynı aramanın Synology Moments iOS uygulamasından yapılması.

Göz atma ve Organize Etme

Moments ile tüm iOS ve Android cihazlarınızdan arşivinize erişebiliyorsunuz, çok güzel. Peki fotoğraflarınıza bilgisayarınızda büyük ekranda incelemek, yeni çekmiş olduğunuz fotoğrafları kategorize etmek, favorilerinizi seçmek ve puanlamak istiyorsunuz. İşaretlediklerinizi Photoshop'a aktarmadan hızlıca ama profesyonel olarak işleyebilmek istiyorsunuz. Bunun için hangi programı kullanacaksınız? İşte ben bunun için çok uzun yıllar Picasa programını kullanıyordum ancak Google satın aldıktan sonra maalesef Picasa masaüstü uygulamalarını kaldırdı ve bu konuda büyük bir yazılım boşluğu oluştu. Uzun süren deneme yanılmadan sonra kullanacağım programı buldum: Skylum isimli bir yazılım şirketinin geliştirdiği Luminar! Hem Mac hem de PC versiyonu var ve her konuda benim tüm ihtiyaçlarımı görüyor, kesinlikle tavsiye ediyorum. Hem arşivinize göz atmak, fotoğraf aramak Picasa'daki deneyime çok benziyor. Adobe'nin aslında bu amaçla ürettiği Lightroom var ama bir türlü Lightroom'a ısınamadım. Luminar ise anında kendisini sevdirdi, favori yazılımlarından birisi haline geldi. En son versiyonu şu anda 4.1.0. Arşivime göz atma anlamında, fotoğraflarımı ekran görüntüsünde görülebilen sağ alttaki gibi orijinal diskte yer aldığı klasör düzenimde gösterebildiği gibi, sağ üstteki gibi çekildiği tarihe göre otomatik olarak kendisi kırılım oluşturabiliyor. Benzer şekilde 1 den 5 e kadar puanladığım bazda, ya da favori yapıp yapmadığıma göre filtreleyebiliyor. Listeyi dosya türü, ismi, boyutu, çekildiği tarihe göre sıralayabiliyor. Bu özellikleriyle yüzbinlere ulaşan fotoğraf arşivimde istediğim dosyaya oldukça rahat ulaşabiliyorum.
Skylum Software Luminar 4.1
Luminar 4 - Library Modu

Edit Etme

Yıllardan beri fotoğraf düzenlemek için Photoshop kullanıyorum. Ancak yüzlerce fotoğrafı Photoshop'ta edit etmek istiyorsanız gerçekten bunun için çok uzun bir zaman harcamanız gerekiyor. Luminar ise çok hızlı şekilde fotoğrafta büyük değişimler sağlayabiliyor. Özellikle çok sayıda dosya ile uğraştığınızda bu zaman kazancı büyük. Ancak edit yetenekleri tabii ki Adobe Photoshop kadar gelişkin değil. Fiyatları ve tecrübeleri itibari ile olması da beklemiyoruz zaten. Eğer yapacağım işlem bir çok adjustment layer, mask, content-aware fill gibi daha kompleks adımlar içeriyorsa fotoğrafı Photoshop ile edit ediyorum. Adobe'nin Photography Plan müşterisiyim. Photoshop'ta orta seviyede uzmanım diyebilirim ve Photoshop'u tüm zamanların en başarılı yazılımlarından biri olarak tanımlıyorum. Ama ben birkaç butona tıklayarak mükemmel olmasa da eskisine oranla oldukça iyi bir fotoğraf elde edeyim istiyorsanız işte bu noktada Luminar 4.1 tek kelimeyle harikalar yaratıyor. Özellikle de AI Image Enhancer (Yapay Zeka İmaj İyileştiricisi) ve Sky Replacement (Gökyüzü Yerleştirme) fonksiyonları her türlü övgüyü hakediyor. İmaj iyileştirme, fotoğrafın kontrast, parlaklık, yapı, renk doygunluğu gibi temel değerlerini düzenleyerek bir anda fotoğrafa basamak atlatıyor. Gökyüzü yerleştirme ise, programlama gelen ve sizin sonradan ek paketlerle artırabileceğiniz gökyüzü kütüphaninizden istediğiniz bir gökyüzünü fotoğrafa mucizevi şekilde yerleştiriyor. Gökyüzünü yerleştireceği alanı kendisi tespit ediyor, tüm maskelemeyi hallediyor ve seçtiğiniz gökyüzüne göre fotoğrafın genel ışık durumunu düzenliyor. İsterseniz kendi çekmiş olduğunuz gökyüzü imajlarını da kullanabiliyorsunuz. Gelişmiş ayarlara girdiğinizde ise, benim aşağıda örneğini gösterdiğim gibi arka planda bokeh varsa onu dahi size ayarlama imkanı sağlıyor. Gerçekten şapka çıkartılacak, tek başına bu programın parasını sonuna kadar hakettirecek bir özellik.
Editlenmemiş bir fotoğraf.
Editlenmemiş bir fotoğraf.
Luminar ile AI Image Enhancement ve Sky Replacement yapılmış aynı fotoğraf.

Yedekleme

Son olarak değinmek istediğim konu yedekleme konusu. Sanıyorum hepimiz NAS sürücüsü de kullansak sakladığımız dosyaları başka bir yere de yedeklemeye ihtiyaç duyarız ki bunu yapmak çok kritiktir. Ya NAS içinde kullandığınız disklerden birisi bozulursa? -ki emin olun bu hiç de zor değil. Ya da yanlışlıkla dosyaları sildiniz. İşte o zaman bir yedeğiniz olması şarttır. Yoksa tüm fotoğraflarınızı kaybedebilirsiniz. Ancak otomatikleştiremediğiniz manuel yürüyen bir yedekleme süreciniz varsa yine risk altındasınız. En son ne zaman yedek aldınız? Bulut (Cloud Computing) bu konuda derdinize çare olabilir. Ancak yine de fotoğraflarınızı otomatik olarak yedeklemenin bir yolunu bulmalısınız. İşte bu noktada yine Synology NAS devreye giriyor. Synology Cloud Sync uygulaması sayesinde konfigürasyonu bir kere yaptım ve sürücümde oluşan herhangi bir değişim birkaç saniye sonra otomatik olarak buluta senkronize ediliyor. Yani NAS sürücümün bir kopyası aynen olduğu gibi sadece benim erişebildiğim bir bulut sunucusuna senkronize ediliyor. Bunun için hangi bulut servisini kullanmam gerektiği konusunda birçok araştırma ve deneme yanılmadan sonra BackBlaze Cloud 'a karar verdim. Oldukça hızlı çalışan bu servis aynı zamanda benzerlerine nazaran en ucuz çözüm olma özelliğinde. Yaklaşık 910 GB tutan 130,000 adet fotoğrafım BackBlaze'de yedeklenmiş durumda ve bu büyüklük için ayda $5 ile $6 arası değişen bir fatura ödüyorum.
Synology NAS üzerinde Cloud Sync programı yedekleme ayarları
Backblaze bulut yedek sisteminde fotoğraf arşivim