Bu nefes kesici fotoğrafı Norveç seyahatim sırasında çektim. Kıyıda durduğumu ve çevremdeki pitoresk manzaralara hayranlıkla baktığımı hatırlıyorum. Önümde huzurlu bir fiyord uzanıyordu; derin mavi su, ön plandaki pas rengi yabani çiçeklerle ve arka plandaki yemyeşil tepelerle muhteşem bir tezat oluşturuyordu. Burası adeta yeryüzündeki bir cennet gibiydi.

Norveç'in sayısız fiyortlarından birinde, tenha bir noktada, tam anlamıyla bir dinginlik hâkimdi. Uzakta, pamuk şekeri gibi bulutlarla kısmen gizlenen devasa dağlar bu huzurlu manzaraya ihtişam katıyordu. Işık ve gölgelerin engebeli yüzeylerinde oynaması, onlara neredeyse mistik bir hava katıyordu; sanki bu bozulmamış doğanın koruyucularıydılar.

Yabani çiçeklerin manzaraya kattığı renk patlamasını çok sevdim; sıcak tonları, fiyordun serin mavisiyle mükemmel bir uyum içindeydi. Hafif bir rüzgarla sallanıyorlar, toprak kokuları taze ve berrak havayla karışıyordu – doğanın yarattığı bu senfoni, ruhuma huzur verdi. Tepelere serpiştirilmiş evler, manzaraya hafif bir insan dokunuşu katıyor, ancak doğanın dokunulmamış güzelliğinden bir şey eksiltmiyordu. İnsanların doğayla uyum içinde yaşama şeklini hatırlatan güçlü bir semboldü.

Burada saatlerce durup fiyordun ve çevresinin ihtişamını içime çektiğimi hatırlıyorum. Sessizlik, yalnızca yaprakların yumuşak hışırtısı ve uzaktan gelen kuş sesleriyle bozuluyordu, ama bu sessizlik çok şey anlatıyordu. Burası, şehir hayatının koşuşturmasından çok uzak, bir düşünce ve huzur yeriydi.

Bu görüntü, Norveç’in doğal manzaralarının saf ve bozulmamış güzelliğini temsil ediyor. Ülkenin, çevresel hazinelerini gelecek nesiller için koruma taahhüdünün bir kanıtı. Bu fotoğrafa her baktığımda, o sakin ve hayranlık dolu ana geri dönüyorum; doğanın sahip olduğu güçlü, yenileyici etkiyi bana bir kez daha hatırlatıyor.